............................YA ALLAH YA MUHAMMET YA ALİ......................
   
  serdar deste
  PİR SULTAN ABDAL
 

PİR SULTAN ABDAL ÜZERİNE - İrene MELİKOFF

Pir Sultan’in asıl adı  Haydar’dır. Sivas ili, Yıldızeli ilçesi, Çırçır Nahiyesi Banaz Köyünde doğmuştur. Bir Bektaşi ocağının  Piriydi.  Sosyal ve inanç isyanının başını çekmiştir. Bu olay, Kanuni Sultan Süleyman ( 1520-1566)  ve Şah Tahmasap (1524-1576) zamanında olmuştur.  Şah Tahmasap, Şah İsmail’in oğluydu ve adı Pir Sultan’ın şiirlerinde geçmektedir. 

Pir Sultan’ın müritleri arasında Hafik ilçesi, Sofular Köyünden gelen Hızır isimli bir derviş vardı. Hızır, Pir Sultan’ın iznini alarak İstanbul’a gitmiş ve şansı açılmış, Paşa ve Beylerbeyi olmuş. 

 

Efsaneye göre, Pir Sultan, Hızır’a: “Gidip okuyacaksın. Paşa, hatta vezir olacaksın. Fakat beni asmağa geleceksin!” diye söylemiş.  Pir Sultan Osmanlının zulmüne karşı ayaklandığında, Paşa olan Hızır, isyanı bastırmak görevine tayin olmuş.  Pir Sultan Hızır tarafından tutuklanıp Sivas Toprak Kalesine konmuş ve idama mahkum edilmiştir.  

Tekrar efsaneye göre, Hızır Paşa, Pir Sultan’ın hayatını kurtarmak için O’ndan  Şah” kelimesini kullanmadan üç nefes istemiştir.  Pir Sultan sazını alıp Şah’ı öven üç nefes  söyledi. Fakat bu övgü İran Şahını değil, Şah-ı Merdanı, yani Ali’yi anlatıyordu.  Pir Sultan asıldı ve  Hızır Paşanın adı  lanetle anıldı.

 

Tarihte, Hızır ismini taşıyan birkaç devlet adamı oldu. Ama büyük bir olasılıkla Pir Sultan’ı asan Hızır Paşa,  1551/2 ve  1567 yılları arasında Paşalık yapmış veya  1560-1567 yılları arasında Beylerbeyi ve Bağdat Valisi olan Hızır Paşa olabilir.  Bahsedilen olaylar  Pir Sultan’ın isyanı, yakalanması ve idamı süresinde, Hızır Paşanın Bağdat yolunda iken Sivas’tan geçtiği zaman olabilir.

 

Ali’yi öven ve Pir Sultan’ın idamına yol açan nefesler her zaman söylenegelmiştir. İlk önce Pir Sultan şu nefesi söylemiştir.

 

“ Hızır Paşa bizi berdar etmeden
Açılın kapılar Şah’a gidelim
Siyaset günleri gelip yetmeden
Açılın kapılar Şah’a gidelim”

 


Sonra, mahkeme tutanaklarını yazan katibe seslenip :

 

“ Kul olayım kalem tutan eline
Katip ahvalimi Şah’a böyle yaz

Allahı seversen katip böyle yaz :

Dünü gün ol Şah’a eylerim niyaz
Umarım yıkılsın şu kanlı Sivas
Katip ahvalimi Şah’a böyle yaz…”

 

Pir Sultan üçüncü bir deyişle sözlerini bitirmiş : 

“ Karşıda görünen ne güzel yayla
Nir dem süremedim giderim böyle
Ela gözlü pirim sen  himmet eyle
Ben de bu yayladan Şah’a gideriz

Pir Sultan Abdal’ım dünya durulm
Gitti giden ömür geri dönülmez
Gözlerim de Şah yolundan ayrılmaz
Ben de bu yayladan  Şah’a giderim …”

 

Pir Sultan Abdal efsaneleştirilmiş, ayaklanması ve idam edilişi toplumsal koşularla göre  güncelleştirilmektedir.

 

Halk kahramanı oldu ve isyanı halk haklarını savunmak için ve baskıya karşı mücadeleler hareketi olarak görülüyor.

 

Şiirleri halk tarafından çok sevilir ve sözleri koşullara göre değiştirilir. Aşağıdaki deyiş herhangi bir olayı  protesto eden gençlerin toplanma marşı gibi kullanılıyor.

 

“Gelin canlar bir olalım
Münkire kılıç çalalım
Hüseynin kanın alalım
Tevekkeltü taallah…

Açalım kızıl  sancağı
Geçsin yezidlerin çağı
Elimizde aşk bıçağı
Tevekkeltü taallah….

Pir Sultan’ım geldim cuşa
Münkirlerin  akla şaşa
Takdir olan gelir başa
Tevekkeltü taallah …. “

Hüseyin’in kanını almak ve düşmanlarını kırmak, yani Yezid ve Mervan’a karşı bir direniş çağrısıdır. Sözlerindeki gizli mana, baskı altında kalan halkın intikamını alan bir kahraman gibi anlaşılmaktadır.

 

Edebiyat bakımında Pir Sultan Abdal’ın şiirleri eşsizdir. Manzaraların tasviri ve doğa güzelliğini O’nun gibi kimse ifade edemez. Dili ve yazış tarzı yeganedir ve kimse ile mukayese edilemez.

 

Aynı zamanda şiirlerinin derinliği eşsizdir. Mistik düşüncelerini ifade etmek için şair,  doğa dünyasından gelen sembolik imgeleri kullanıyor.

 
“ Uyur idik uyardılar
Diriye saydılar bizi
Koyun olduk ses anladık
Sürüye saydılar bizi

Halımızı hal eyledik
Yolumuzu yol eyledik
Her çiçekten bal eyledik
Arıya saydılar bizi

Aşk defterine yazıldık
Pir divanına yazıldık
Üzüm olduk şerbet ezildik
Doluya saydılar bizi

Pir Sultan’ım Haydar şunda
Çok keramet var insanda
O cihanda bu cihanda
Ali’ye saydılar bizi. “

 

 

Kerbela trajedisi Alevi-Bektaşilerin hatırasında devamlı olarak canlı yaşıyor. Ayn-i Cem’de anılır. Bu sembol aynı zamanda geniş halk kitleleri nezdinde anlılığını korumaktadır. Hüseyin’in dramı olaylara göre güncelleştirilmektedir.

 

Kerbela her zaman haksızlığın ve Alevilere karşı yapılan baskıların sembolü oldu. Hüseyin haksızlıkla öldürülen bir şehidin / şehitliğin sembolüdür.

 
     Fakat aynı zamanla kahramanların ve şehitlerin kuvveti köreliyor. Tapınmaları yeniden canlandırmak gerekiyor.

Örneğin :
İsanlardan uzak kalan Gök-Tanrı’nın yerine Şah-ı Merdan, yani Ali geldi. Aleviler en çok Ali’ye dua ederler. Fakat ibadetlerinde en önemli yer Hüseyin’indir. En büyük heyecan Hüseyin’in maktelinden geliyor, çünkü Hüseyin ıstırap çeken insanlığın sembolüdür.

 

Asrımızın son çeyreğinde genç aleviler cahilliğin uyuşukluğundan uyanıp okumaya başladılar. Düşünsel sınıfın etkisi altında ve Avrupa ülkelerine göç eden işçilerin  etkisinde sınıf çatışmalarından  ve Marksist fikirlerden etkilendiler.  Kerbela şehitleri o  zaman yeni bir anlama kazandı. Onlar sosyal baskının bir sembolü haline geldiler.

 

Bilindiği gibi Alevilerin çeşitli akımları izleyen birkaç, hatta bir çok dernekleri var. Bunlar :

·        Kemalist idealini koruyan ve eski Bektaşilerin

       manevi çocukları olan  Hacı Bektaş Dernekleri”,

·         Devlete yakın olan ve  Aleviliği Sünniliğe bağlamak

       isteyen “Cem  Dernekleri”

·         Eski zaman Kızılbaşların  yoluna sadık kalan, Pir Sultan’a hayran olan “Pir Sultan Dernekleri”

 
       Pir Sultan’a sevgi her zaman Hazret-i Hüseyin’e olan saygıyı beraberinde taşımaktadır. Her ikisi de  haksızlığa uğrayan insanlığın simgeleri oldular.

 

       Yakın geçmişte  2 Temmuz 1993 tarihindeki kanlı Sivas Madımak Katliamı bu görüşü daha da  arttırdı ve şiddetlendirdi.

 

       Hazret-i Hüseyin’in ve Pir Sultan Abdal’ın şehadet- leri iç içe girdi.

 

       Anadolu halkı için Pir Sultan Abdal, Kerbela şehit-lerinden daha yakın bir kahramandır.

 

      O güncelleştirilen ve canlandırılan bir Hüseyin oldu.

 
 
  Bugün 6592 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
............................YA ALLAH YA MUHAMMET YA ALİ...................... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol